Yapay zeka (YZ), son yılların en çok konuşulan konularından biri haline geldi. Peki, insan zekasını taklit eden bu bilgisayar sistemleri neden şimdi bu kadar popüler? Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Rasim Çağın, YZ'nin sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda günümüzün ve geleceğin dönüşümünün kendisi olduğunu vurguluyor.
Yapay Zeka: Gelecek Değil, Günümüzün Teknolojisi
Ahmet Rasim Çağın, YZ'nin 1950'lerden beri üzerinde çalışılan bir alan olmasına rağmen, son yıllarda yaşanan gelişmelerle birlikte gündemin en üst sıralarına yerleştiğini belirtiyor. Çağın'a göre, YZ'nin bu denli popülerleşmesinin ardında birkaç temel dinamik yatıyor:
Büyük Veri Patlaması: YZ'nin öğrenebilmek ve tahmin yapabilmek için devasa miktarda veriye ihtiyacı var. İnternet, sosyal medya, e-ticaret platformları, sensörler ve sağlık hizmetleri aracılığıyla her geçen saniye milyarlarca veri üretiliyor. Bu veri patlaması, YZ'nin gelişimini hızlandıran en önemli faktörlerden biri.
Hesaplama Gücünde Zirve: NVIDIA gibi şirketlerin geliştirdiği grafik işlemciler (GPU'lar) ve özel YZ çipleri (TPU'lar), eğitim süreçlerini büyük ölçüde hızlandırdı. Çağın, "Eskiden yıllar süren hesaplamalar, bugün saatler içinde tamamlanabiliyor. Bulut bilişim teknolojileri de bu gücü herkesin erişimine açtı," diyor.
Derin Öğrenme ile Sıçrama: Görüntü işleme, ses tanıma ve doğal dil işleme gibi alanlarda yapay sinir ağları büyük bir devrim yarattı. Bu da YZ'nin sadece akademik değil, ticari ve endüstriyel anlamda da güçlü bir araç haline gelmesini sağladı.
Artan Erişilebilirlik ve Azalan Maliyetler: Geçmişte YZ projeleri yalnızca büyük bütçelere sahip kurumlar tarafından yürütülebiliyordu. Ancak günümüzde bulut tabanlı altyapılar ve büyük teknoloji firmalarının sunduğu açık kaynaklı araçlar sayesinde çok daha düşük maliyetlerle YZ projeleri geliştirilebiliyor.
Yapay Zeka: Yeni Bir Endüstri Devrimi ve Türkiye İçin Fırsat Penceresi
Çağın, yapay zekayı "yeni bir endüstri devrimi" olarak tanımlıyor. Tıpkı sanayi devrimi ya da elektriğin icadı gibi, YZ'nin de tüm sektörleri dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor. Otonom araçlardan sağlık teşhis sistemlerine, üretim otomasyonundan müşteri hizmetlerine kadar her alanda büyük verimlilik artışı ve tasarruf sağlıyor.
Türkiye için yapay zekanın tarihi bir fırsat sunduğunu dile getiren Çağın, "Türkiye, endüstri devrimini kaçırmış bir ülke olarak, yapay zeka gibi bir fırsatı iyi değerlendirmek zorunda. Bu teknoloji, refah seviyesini artırmak ve küresel rekabette öne çıkmak için büyük bir şans sunuyor," dedi.
Ahmet Rasim Çağın, sözlerini "Yapay zeka artık hayatımızın her alanında. Eğitimden sağlığa, üretimden eğlenceye kadar tüm sektörlerde kullanılıyor. Bu teknoloji bir moda değil, geleceğin ta kendisi. Onu anlamak ve doğru kullanmak, hem bireyler hem de ülkeler için artık bir zorunluluk," ifadeleriyle tamamladı.
Akademisyen Ahmet Rasim Çağın'ın, yapay zekanın iş hayatındaki dönüşümünü yalın bir dille ele aldığı rehber niteliğindeki yeni kitabı "Kim Korkar Yapay Zekadan – İş Hayatında Yapay Zeka" önümüzdeki günlerde okuyucuyla buluşacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: