Türkiye'nin yakın siyasi tarihine ifşalarıyla damga vuran Sedat Peker, son dönemde attığı adımlar, toplumsal çıkışları ve adaletin bıraktığı boşluğu dolduran hamleleriyle yeniden gündemin merkezinde. Gazeteci Enver Aysever’in "Anadolu’nun Robin Hood’u veya Köroğlu’su" benzetmesiyle tartışmaya açtığı "Peker siyasete girse oy alır mı?" sorusu, toplumun adalet arayışındaki kırılmayı gözler önüne seriyor. Peki, Rojin Kabayış cinayetine koyduğu 25 milyon TL’lik ödül ve yaklaşan "Kartelleşme" uyarısı ne anlama geliyor?
Türkiye’de devlet otoritesi, yargı bağımsızlığı ve ekonomik adalet tartışmalarının gölgesinde, yurt dışında yaşayan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, toplumsal bir fenomene dönüşmeye devam ediyor. Son olarak Van’da şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Rojin Kabayış cinayetinin aydınlatılması için 25 milyon TL ödül vaat etmesi, Peker’in toplum nezdindeki "adalet dağıtıcı" rolünü pekiştirdi.
Sedat Peker ve Modern Köroğlu Benzetmesi
Gazeteci Enver Aysever, Peker’in geçirdiği dönüşümü analiz ederken, Robin Hood benzetmesi, Türk halk kültürünün en önemli başkaldırı figürlerinden biri olan "Köroğlu" metaforunu andırıyor. Aysever’e göre Peker; "Sizin kanlarınızda duş yapacağım" diyen sert bir figürden, bugün toplumun adalet aradığı bir merciye, halkı koruyan bir Köroğlu’na evrilmiş durumda. Bu benzetmenin altını dolduran en somut gelişmeler ise Peker’in adaletin yetersiz kaldığı veya geciktiği noktalarda devreye girmesi.
Rojin Kabayış ve Serkan Karakaya Olayı
Peker, Rojin Kabayış hamlesi ile Rojin’in katilini ihbar edene 25 milyon TL ödül vereceğini açıkladı. Sadece para değil, ihbarcı öğrenciyse yurtdışında eğitim garantisi, can güvenliği endişesi taşıyorsa "kendi imkanlarıyla koruma" taahhüdü verdi. Bir diğer olay ise Kayseri’de yaşandı. Kayseri'de eşini ve bebeğini şehit veren Astsubay Serkan Karakaya’nın darp edilmesi olayında, saldırganların bir "özür videosu" yayınlayarak Peker’e "saygı ve teşekkürlerini" iletmesi, devletin sağlayamadığı caydırıcılığı Peker’in sağladığı yorumlarına neden oldu.
Sedat Peker Siyasete Girecek mi?
Enver Aysever’in yayınında izleyicilere yöneltilen "Sedat Peker siyasete atılsa oy verir misiniz?" sorusuna gelen yanıtlar, Türkiye sosyolojisindeki değişimi özetliyor. İzleyicilerden gelen; "Devletin adalet sağlamadığı yerde mafya adalet sağlarsa oy veririm", "Sedat Peker bütün siyasetçilerden daha az suç işlemiştir" şeklindeki tepkiler, halkın siyaset kurumuna olan güvensizliğinin ve Peker’e duyulan sempatinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Aysever bu durumu, "Sedat Peker, Bürokrasinin yarattığı o büyük boşluk içerisinde bir tür halk kahramanına dönüşüyor. Demek ki bir ihtiyaca tekabül ediyor" sözleriyle açıklıyor. Peker'in avukatı Ersan Barkın'ın, Kadıköy'de öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davası gibi kamu vicdanını yaralayan dosyalarda ailenin avukatlığını üstlenmesi de bu "halkın yanında" imajını güçlendiren adımlar olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'de Kartel Tehlikesi ve Yeni Nesil
Peker’in sadece bugüne dair değil, geleceğe dair yaptığı analizler de devlet kademelerini ve toplumu alarma geçirecek nitelikte. Peker, Türkiye’nin sosyolojik yapısının değiştiğini ve ülkenin artık laikler ve dindarlar olarak ikiye değil, üçe ayrıldığını belirtiyor. Peker’in işaret ettiği üçüncü grup: "Nesiller boyu fakirler."
Peker’e göre; fakirliğin DNA’sına işlediği, zenginliği haksız kazanç olarak gören ve "haraç almayı" bir hak olarak sayan, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan öfkeli bir gençlik yetişiyor. Peker bu durumu şu sözlerle uyarıyor: "Kolombiya’da, Meksika’da yaşanan gerçek karteller Türkiye’de de çok yakında oluşacak. Bu tehlikenin önüne geçmek sadece polisle olmaz. Devletten ayrılmış asker ve polislerin bu genç çetelerle teması örgütsel bir hal alırsa, Türkiye'de kartel savaşlarını görürüz."
Çözüm olarak ise sosyal yardımların (kömür, makarna) ötesine geçilip, bu gençlere "elle tutulur gelir" ve burs imkanları sağlanması gerektiğini savunuyor.
Ramazan ve Kurban Bayramı Yardımları
Peker cephesinde "Köroğlu" imajını destekleyen bir diğer ayak ise sosyal yardımlar. Yurt dışında olmasına rağmen 2025 Ramazan ayında 3500 gıda kolisi dağıtımı, Kurban Bayramı'ndaki bağışlar ve Suriye Türkmenlerine gönderilen teknolojik/lojistik yardımlar (telsiz, drone, arazi aracı), onun sahadaki gücünü koruduğunu gösteriyor. Sonuç olarak; Sedat Peker fenomeni, Türkiye’deki adalet, ekonomi ve yönetim krizinin bir yansıması olarak büyüyor. Siyasete girip girmeyeceği henüz bir muamma olsa da, "Bir tripod ve bir kamera" ile başlayan sürecin, bugün "halkın adalet aradığı bir merciye" dönüşmesi, Türk siyasetinin üzerine düşünmesi gereken en kritik başlıklardan biri olarak masada duruyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: