2026'ya sayılı günler kala açıklanan asgari ücret rakamları, toplumun büyük bir kesimi için "soğuk duş" etkisi yarattı. İşçisiz toplanan komisyonun belirlediği 28 bin 075 TL, daha cebe girmeden açlık sınırının altında kalarak eridi. Görünen köy kılavuz istemiyor; 2026 yılı, toplumun %80'i için "çok ama çok zor" geçecek.
Matematik Yalan Söylemez: Eksi 1.753 TL
Üçüncü toplantıda alelacele açıklanan rakamlar, Türkiye'deki geçim krizini bir kez daha gözler önüne serdi.
Net Asgari Ücret: 28.075 TL
TÜRK-İŞ Açlık Sınırı: 29.828 TL
Fark: Asgari ücretli, yıla 1.753 TL ekside başlıyor.
İşveren tarafında da durum parlak değil. Bir işçinin işverene maliyeti 40 bin lirayı aştı. Ancak yüksek kredi faizleri (%46 üzeri) ve daralan talep, reel sektörde büyük bir "yaprak dökümünün" habercisi.
"Seçim Yoksa Geçim de Yok"
Ekonomik tablonun bu denli acımasız olmasının sebebi, siyasetin "seçim takvimi" ile doğrudan ilgili. Analistler, "Bu ülkede ne zaman seçim olur, iktidarlar o zaman geçim derdine düşer" görüşünde birleşiyor. Ufukta bir sandık görünmediği için, asgari ücrete yapılan %27'lik "güdük" zam, IMF programlarını bile aratır hale geldi.
Gündem Magazin, Gerçekler Acı
Türkiye'de asgari ücretli hayatta kalma mücadelesi verirken, kamuoyu günlerdir Ela Rumeysa, Mehmet Akif veya Sadettin Saran gibi isimlerin karıştığı magazinel skandallarla meşgul ediliyor. Oysa Türkiye'nin gerçek gündemi:
Meclis'ten kavga dövüş geçen ve 2.7 Trilyon TL açık verecek olan 2026 bütçesidir.
TÜİK marifetiyle düşük gösterilen enflasyon ve buna göre zam alan memur/emeklidir.
Politika faizi düşmesine rağmen (%8 indirim), vatandaşa yansımayan yüksek kredi faizleridir.
2027'ye Kadar Nefesinizi Tutun
Tablo net: 2026'yı iflas etmeden, işini kaybetmeden ve borç sarmalına girmeden atlatan ayakta kalacak. Çalışanlar ve özellikle "yıllardır ölü sayılan" emekliler için kemer sıkma dönemi bitti, "nefes tutma" dönemi başladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: