BAE'de "dijital tecrit" altında yaşayan Sedat Peker, 2025 güven endekslerinde siyasi liderleri geride bıraktı. Peki, bu güven oya dönüşür mü? Hukuki engellere rağmen, olası bir adaylık veya işaret edeceği bir ittifak sandığı nasıl yansır? İşte kimsenin konuşmaya cesaret edemediği "Tepkililer İttifakı" senaryosu.
HABER ANALİZ / ÖZEL DOSYA
Türkiye, siyasi tarihinde iletişim fakültelerinde tez konusu olacak, siyaset bilimcilerin ezberini bozan bir sosyolojik vakayla karşı karşıya. 1990'ların "Reis"i Sedat Peker; 2025 yılı itibarıyla milyonların gözünde bir "Mafya Babası" olmaktan çıkıp, potansiyel bir "Adalet savunucusu, siyasi oyun kurucuya" evrildi.
Samsun’dan İstanbul’a, kahvehanelerden üniversite kampüslerine kadar herkesin sessizce konuştuğu o gerçek, son anket verileriyle "resmiyet" kazandı.
1. MEDYA TARİHİNDE BİR MİLAT: "TRİPODUN ZAFERİ"
Sedat Peker, "Bir tripod ve bir kameraya yenileceksiniz" cümlesiyle, milyar dolarlık konvansiyonel medya düzenine meydan okudu. Analizler, Peker'in etki gücüne ulaşmak için herhangi bir televizyon kanalı satın almasına veya gazete patronu olmasına gerek kalmadığını kanıtlıyor. Rakamlar, "Tek Kişilik Medya Ordusu"nun gücünü gözler önüne seriyor: Instagram: 3.3 Milyoni, X (Twitter): 2.6 Milyon, YouTube: 1.13 Milyon, Facebook: 1.5 Milyon. Toplam Dijital Erişim: 8.5 Milyon+ Etki Alanı: Sansürsüz ve Aracısız.
Toplamda 8.5 milyonu aşan bu dijital kitle, sansürsüz ve aracısız bir iletişim modelini temsil ediyor. Milyar dolarlık bütçelerle yönetilen ulusal kanalların "haber bültenleri" inandırıcılığını yitirirken; Peker'in "hikaye anlatıcılığı" (storytelling) izlenme rekorları kırıyor. O, haberi veren spiker değil; hikayeyi yaşayan ve yaşatan kişi. Dijital çağın kuralı işliyor: Kitleler habere değil, hikayeye ve o hikayenin anlatıcısına inanıyor.
2. ANKETLERİN DİLİ: NEDEN HALUK LEVENT DEĞİL?
"Türkiye’nin Fikri" 2025 verileri, sarsıcı bir tabloyu masaya koydu. Güven endeksinde Peker (%16,7); Müge Anlı ve Haluk Levent'i geride bıraktı. Siyasiler dışındaki "En Güven Veren İsimler" listesi, toplumun ruh halini röntgen gibi çekti: 1. Sedat Peker – %16,7, 2. Müge Anlı – %14,4, 3. Mehmet Şef – %11,7, Haluk Levent – %11,2
Bu tablo şunu gösteriyor: Türk halkı, Haluk Levent ve AHBAP ile "yaralarını sarmayı" önemsiyor; Müge Anlı ile "sokak suçlarının çözülmesini" istiyor. Ancak halkın bilinçaltındaki asıl talep merhamet değil; ADALET. Halk, "Robin Hood" olarak gördüğü Peker'in, sistemin içindeki çürümeyi temizleyebilecek "kudrette" görüyor ve bu halkın vicdanındaki yangına su serpiyor.
Peker’in başarısının sırrı, kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermemesinde yatıyor. "Ben de bu pisliğin parçasıyım" diyerek yaptığı özeleştiri, ona paradoksal bir "Robin Hood" kimliği kazandırıyor. Takım elbiseli, kusursuz diksiyonlu siyasetçilerin "her şey yolunda" diyenlere karşı halk; "kaybedecek şeyi kalmamış", bedel ödeyen ve içeriden konuşan bir figürü daha samimi buluyor.
3. ASIL SENARYO: SANDIKTA "PEKER PARTİSİ" OLUR MU?
İşte analizin en can alıcı noktası burası. Sedat Peker'in hukuki durumu (kesinleşmiş cezalar, kırmızı bülten) şu an için resmi olarak aday olmasını, milletvekili veya belediye başkanı seçilmesini imkansız kılıyor. Ancak siyaset bilimi, "hukukun bittiği yerde sosyolojinin başladığını" söyler.
Siyasi kulislerde, kimsenin yüksek sesle dile getiremediği o "Oyun Değiştirici” senaryoları şöyle şekilleniyor:
• Tepkililer İttifakı: Peker, ideolojiler üstü bir figüre dönüştü. CHP'nin ulusalcıları, MHP'nin küskün milliyetçileri, İYİ Parti tabanı ve AK Parti'nin yoksul mahallelerdeki seçmeni... Bu birbirinden zıt kitleler, Peker'in "öfkesinde" birleşebiliyor. Olası bir seçimde, Peker'in işaret edeceği bağımsız bir aday veya oluşum, baraj sorununu anlamsız kılacak bir "Protesto Dalgası" yaratabilme ihtimalini güçlendiriyor.
• Z Kuşağının (G Kuşağı) Oyu: Peker, gençlerin dilini (anime referansları, sokak jargonu) en iyi kullanan 60 yaş altı figür. İlk kez oy kullanacak milyonlarca genç için o, sıkıcı siyasetçilerin aksine "aksiyon alan" bir kahraman. Bu kitle, sandıkta sürpriz yapmaya en açık gruptur.
• Siyasetsiz Siyaset: Peker aday olmasa bile, yayınlayacağı tek bir video veya yapacağı bir "boykot/destek" çağrısı, yüzde 1-2 ile seçimin kazanılıp kaybedildiği Türkiye'de, kazananı belirleyecek "Altın Hisse"yi elinde tutuyor.
KÜLTÜREL KODLAR: MODERN ZAMAN KÖROĞLU'SU
Halkın bu tercihinin arkasında, Türk kültürünün genlerine işleyen "Köroğlu" arketipi yatıyor. Bu güven patlaması bir tesadüf veya saman alevi değil. Temelin 30 yıl önce atıldığına dikkat çekiliyor. 90’larda ve 2000’lerin başında mahallelerde elden ele, kulaktan kulağa yayılan; burs verilen öğrenciler, ameliyatı yaptırılan hastalar ve dağıtılan yardımlar, o dönemin "Fısıltı Gazetesi" ile biliniyordu.
Bugün değişen tek şey mecra. Dün mahalle kahvesinde konuşulan o yardımlar, bugün Z kuşağının (Peker'in tabiriyle G kuşağı) elinde duygusal müziklerle harmanlanmış TikTok ve Instagram videolarına ("Edit") dönüşüyor. Geçmişte yapılan "Baba" usulü hayırseverlik, bugün dijital dünyada "vefa" olarak geri dönüyor. İfşalar bu binanın çatısıysa; 30 yıllık bu sosyal yardımlar binanın sarsılmaz temelleri olarak geri dönüyor.
SONUÇ: YASAKLI AMA BELİRLEYİCİ
2025 Türkiye'sinde Sedat Peker; sadece bir YouTube yayıncısı, Mafya Babası değil, Türk siyasetinin "Gölge Lideri" olabileceğini gösteriyor. Siyasi mühendisler hesaplarını yaparken iyi düşünmeliler. Adalet, ekonomi siyaset vebenzeri nedenler dikkate alınmadığı takdirde, sandık vatandaşın önüne geldiğinde; halkın bir eli pusulada olacak ama "Tripodun önündeki adamın" anlatacağı son hikaye seçimi kaderini belirleyebilecek potansiyeldedir.
________________________________________
[EDİTÖRÜN NOTU]
Bu analiz; mevcut hukuki durumu değil, seçmen davranışlarını ve toplumsal psikolojiyi temel alarak hazırlanmıştır. "Tepkililer İttifakı" kavramı, kararsız ve protesto oylarının konsolidasyonunu tanımlamak için kullanılmıştır.
Haber Analiz Abdurrahman Altun
Yorumlar
Kalan Karakter: